Blog

Türkiye güvende değilse, Amerkia da, Avrupa da güvende değil.

1 Aralık 2023

Türkiye'nin güvenliği; aynı zamanda müttefiklerinin de güvenliğidir.

Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu; Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışın, istikranın sağlanmansın da ve sürdürülebilir olmasında "kilit ülke" pozisyonuna getiriyor.

Türkiye; bir yandan iki kıta (Asya- Avrupa) arasında köprü, diğer yandan da; Doğu- Batı ilişkiside "kolaylaştırıcı" bir ülke. Bu arada; Türkiye, çeşitli terör örgütlerinin saldırısı ve sınır güvenliği de tehdit altında olan bir ülke.

Öte yandan; Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan Rusya- Ukrayna savaşı ve İsrail'in Gazze'yi işgal amacıyla sürdürdüğü dehşet ve soykırım; Türkiye'yi de içine alabilecek bölgesel ve küresel "ateş topu"na dönüştü.

Böylece; Türkiye stratejik avantajı da, bölgesel ve kürsel ilişkileri de yaşayan bir ülke.

Ne var ki; Amerika'nın, NATO'nun müttefiki, Avrupa ail- esinin ve kurumlarının ortağı Türkiye, Amerika'dan da, Avru- pa'dan da, NATO'dan da hak ettiği desteği ve dayanışmayı görmediği gibi tam tersine ötekileştiriliyor, dışlanıyor.

Amerika da, Avrupa da, Türkiye'de müttefiklerle, "ortak değerler"le bağdaşmayan bir tutumla örtülü- açık adı kon- mamış bir "silah ambargosu" uyguluyor.

Bu bağlamada; Amerika; Türkiye'yi ortağı olduğu F-35 savaşı uçağı projesinden çıkarıyor, parçasını ödediği F-16 savaş uçağı satışını da Amerikan Kongresi reddediyor.

Bu arada; NATO müttefiki, Amerika'nın stratejik ortağı ve sınır güvenliği tehdit altında olan Türkiye; parasıyla "hava savunma sistemi"ni alamıyor.

Amerika'nın ve Avrupa'nın "ambargosu" sonucunda Tür- kiye; "sınır güvenliği"ni sağlamak için Rusya'dan "S-400 hava savunma sistemi"ni almak zorunda kalıyor.

Türkiye; güvenliğini sağlamada ve terörle mücadelede yalnız bırakılıyor.

Bu da yetmiyormuş gibi, Amerika; terör örgütleri PKK, PYD, YPG'yi silahlandırarak Suriye'ni kuzeyinde Türkiye'nin "sınır güvenliği"ni tehdit eden silahlı güç oluşturuyor.

Terör örgütü temsilcilerini oval ofiste ağılayanlar Amerika'nın bu politikası, Türk halkının Amerika'ya olan güvenini sarsmış, Türkiye ile Amerika arasında "güven bunalımı"na neden olmuştur.

Ancak; Türkiye arasındaki "güven bunalımı" ve ilişkilerdeki "gel-git" durumu sürdürülebilir değildir.

Türkiye, Amerika ve Avrupa'nın bu "olumsuz" yaklaşımına rağmen müttefiklerine olan taahhütlerini ve sorumluluğunu eksiksiz yerine getiriyor, uluslararası ilişkilerini de "YURT- TA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ" ekseninde kararlılıkla sürdürüyor.

Türkiye'nin neden olmadığı Avrupa ve Amerika ile arasın- da oluşan "güven bunalımı" zaman yitirmeden giderilmelidir.

Bölgesel ve küresel barışın ve istikrarın sağlanması ve sürdürülebilirliği; "güven" ortamının yeniden inşa edilmesiyle doğrudan ilişkilidir.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Türkiye; Amerika ve Avrupa'dan kaynaklanan demokrasi bağlamındaki eleştirilere karşı; hukuk güvenliğini; hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, temel insan haklarını, to- plantı ve gösterini hakkını, düşünce ve ifade özgürlüğünü, kuvvetler ayrılığını güçlendiren ve güvence altına alan düzen- lemeleri yapmalıdır.

Üniversiteleri bilimsel ve yönetsel özerkliğe sahip, yurt- taşlarının özgürlük alanı geniş, demokrasisi kaliteli Türkiye; daha güçlü ve prrstijli olur, uluslararası ilişkilerde de etkileyici ve belirleyici bir konuma gelir.

İSRAİL, İNSANLIK VE SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR

Siyasal anlamda Türkiye'nin ve geleneksel dış politikası ve Filistin politikası; Birleşmiş Milletler politikasını esas alıyor.

Bu arada; 7 günlük ateşkesten sonra İsrail; camileri, okul- ları, hastaneleri, kiliseleri, mülteci kamplarını bombalayarak yakıtı, suyu, elektriği, gıdayı silah olarak kullanarak Gazze'de etnik temizlik yapıyor, insanlık ve savaş suçu işlemeye devam ediyor, buna karşı İslam İşbirliği Örgütü, Arap lgi, Batı ülkeleri ve Birleşmiş Milletler; bu vahşet karşısında caydırıcı olmak- tan uzak bir tutum sergiliyor, gözleri kapalıi kulakları tıkalı bir duruşla İsrail'i cesaretlendiriyorlar.

Bu arada; İsrail'in Gazze'de uyguladığı vahşeti ve “soykırımı” durdurmak ve kalıcı barışı sağlamak için Türkiye; “arabuluc- uluk dahil, her sorumluluğu almaya hazır olduğunu” her or- tamda açıklamakta, ancak ne var ki; İslam İşbirliği, Örgütü Arap Ligi, Avrupa Ligi, Avrupa Ülkeleri, Birleşmiş Milletler ve Amerika'dan beklediği karşılığı bulamamaktadır.

Dünyanın suskun ve seyirci kaldığı uluslararası bu iklimde İsrail'in saldırganlığı, insanlık ve savaş suçu işlemesi devam edecek.

Öte yandan; Ortadoğu'da kalıcı barışın sağlanması ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulması ile mümkündür.

Türkiye, Ortadoğu barışı denkleminde kilit konumdadır. Türkiye'nin odağında olmadığı denklemden anlaşmadan, barış, dayanışma ve güvenlik çıkmaz.

SONUÇ OLARAK;

1) Türkiye güvende değilse Amerika da, Avrupa da güvende değil.

2) Ortadoğu’da Türkiye'nin içinde olmadığı bir denklem- den barış ve dayanışma çıkmaz.

Yeni yılın gerginliklerden, çatışmadan, savaşlardan, uzak, tüm insanlığa sağlık, mutluluk, barış, dayanışma ve refah içinde bir yaşam getirmesi en içten dileğimdir.